KARDEŞ KISKANÇLIĞI

KARDEŞ KISKANÇLIĞI

Kıskançlık duygusu insan doğasının bir parçasıdır. Her birey ilk olmak, öncelikli olmak ister. Çocuklar arasındaki mücadeleyi kamçılayan da anne babanın paylaşılamayan sevgi, onay ve ilgisidir. Genellikle, çocuklarda kıskançlık duygusu kardeş doğumu ile daha çok meydana çıkar. Çocuk; eve yeni bir bireyin gelmesiyle, evin düzeninin mutlaka değişeceği ve artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı endişesine kapılabilir. Bu nedenle kardeş rekabetinin son derece doğal olduğunu kabul etmek, nedenlerini anlamak ve baş etme becerilerini geliştirmek son derece önemlidir.

Bir çocuğun dünyasında ebeveynlerin yeri çok kıymetlidir. Yeni doğan bir bebeğin hayatlarına dahil olması ile birlikte, bu bebeğin hem ihtiyaçları sebebiyle hem de yeni düzeni sağlamak açısından anne ve babanın ilgisindeki değişiklik, çocuk için kabullenmesi zor bir durumdur. Bu durumda önemli olan rutini zor da olsa devam ettirebilmektir. Örneğin, eğer baba ile çocuk her Cuma gecesi kitap okuma etkinliği yapıyorsa buna devam etmeye çalışılmalıdır. Tabi ki istisnai durumlar olabilir. Önemli olan, rutinin dengeli bir şekilde devamını sağlamak ve ailenin yeni bireyinin çocuğun hayatında sevgi ve ilgi konusunda değişiklik yaratmadığını ona hissettirebilmektir.

Çocuklar yetişkinler kadar kelime haznesine sahip olamadığı için duygu ve düşüncelerini adlandırmakta zorluk çekerler. Yetişkinler için bile duygulardan bahsetmek zor olabilirken, çocuklar için duyguyu tanımlamak ve aktarmak çok daha zor olabilir. Kardeş kıskançlığı ile birlikte çocuklarda içe kapanma, regresyon, anne ve babaya karşı öfke yönelten davranışlar ve suçlamalar gözlemlenebilir. Bu durumlarda çocukla birlikte duygu çalışmaları yapmak çok önemlidir. Duyguları ile ilgili konuşmaya teşvik etmek, hissettiklerini anlamaya çalışmak onu daha çok rahatlatacaktır.  “Kardeşin olduğu için çok şanslısın’ gibi onun belki de hiç katılmadığı ifadeler yerine, durumunu anladığınızı gösteren "Kardeşin uyurken sessiz durmanın senin için çok kolay olmadığını biliyorum" şeklindeki ifadeler tercih edilmelidir. Kendini ifade edemediği sürece negatif tutumlar devamlılığını sürdürecektir.

"Sen ablasın/abisin, ablalar/abiler ağlamaz’’ cümleleri çocuğun duygu ve davranışlarına ket vurmasına sebep olur. Her insan ağlar, üzülür ve duygularını ifade etmek ister." Kardeşin uyuyor, sen artık abla oldun ve ablalar sessiz olur" yerine "Kardeşin uyumaya çalışıyor, belki ona masal anlatırsan bu çok hoşuna gidebilir. Bana yardımcı olmak ister misin?" şeklinde cümleler kurarak onun fikrine saygı duyduğunuzu belirtmiş olup, kardeşi ile bir bağ kurabilmesi için de imkân yaratabilirsiniz. Kardeşine temas etmek isterken uygun olmayan bir davranış ile karşılaştığınızda uyarı vermek yerine, ebeveyn kontrolünde dokunmasına izin verilmelidir. Bu dokunmaların gizli ve şiddetli olmaması adına dikkat edilmelidir. Böyle bir durum ile karşılaşılırsa, tepkisel olmamaya özen gösterilmelidir.

Kıskançlık duygusunun oluşmaması adına ebeveynler tarafından çocuğa “Biz seni ondan daha çok seviyoruz.” gibi cümleler yöneltilir. Oysaki çocuğun istediği ondan daha fazla sevilmek değil, nasıl seviliyorsa öyle sevilmeye devam edilmektir. Karşılaştırmalı cümleler genelde rekabeti ve kıskançlığı arttırıcı etkiye sahiptir. Kardeşler arasında asla bir kıyaslama yapılmamalıdır.

Kıskançlıkla birlikte, çocuğun işlevselliğinde bozulmalar görülmeye başlandıysa (kekemelik, altını ıslatma vb.) ve bu durum aile içerisinde çatışmalara neden oluyorsa, süreç boyunca uzman desteği almak en sağlıklı yol olacaktır.