ANNE-BABA TUTUMLARI

AİLENİN ÇOCUĞUN HAYATINDAKİ ROLÜ NEDİR?

      Anne ve babalar, çocukların ilk karşılaştıkları sosyal ortamdır. Dışarıdaki hayata uyum sağlamak için en büyük desteği ailesinden alır. Kendisini ifade etmeyi, kendi kendini yöneten bir birey olmayı ailesinden öğrenir.

      Ailedeki kişilerin çocukla olan etkileşimi, çocuğun aile içerisindeki yerini rolünü belirler. Aile üyeleriyle olan ilişkileri, çocuğun diğer insanlara, nesnelere ve tüm hayata karşı aldığı tavırların, benimsediği tutum ve davranışların temelini oluşturur.

      Birçok düşünce, duygu ve davranış kalıpları aile ortamında öğrenilir. Deneme yanılma deneyimlerini de aileyle yaşar. Bunlar işine yararsa devam ettirir. İşine yaramayanlara karşı tepki geliştirmeye başlar. Bu dönemde, hem sosyal bir birey olmayı öğrenir hem de en küçük ayrıntısına kadar kopya edebileceği bir model arayışı içerisindedir.

      Her anne babanın bilerek ya da bilmeyerek çocuklarına karşı tutumu değişik olabilmektedir. Bazı çocuklar daha çok sevilmekte, bazılarına baskı yapılmakta, bazıları istenmeyen çocuk olarak görülmekte, bazılarına ise daha çok hoşgörü gösterilmektedir. Bütün bu tutumlar, çocuğun hem kişiliğinin hem de sosyal gelişiminin değişik biçimler kazanmasına neden olur. Sonuç olarak da biz her çocuk farklıdır deriz. İkna edilme, başa çıkma yöntemleri, öğrenme teknikleri farklılaşır.

       Aile üyelerinin tümü, çocuğu aynı derecede etkilemezler. Aile üyesinin etkili olabilmesi, çocukla arasındaki duygusal ilişkinin varlığına bağlıdır.

 

EN YAYGIN TUTUM VE DAVRANIŞ BİÇİMLERİ

  1. Aşırı Koruyucu-Müdahaleci Anne Baba Tutumu:

      Bu tutumu sergileyen aileler, çocukları için toz pembe bir dünya oluştururlar. Çocuğu etraftaki tüm zarar ve kötülüklerden korumaya çalışırlar.

      Bu tip ebeveynler, çocuklarını kendi uzantıları gibi görürler. Aslında anne babadan ayrışma vakti gelmiş çocuğun çabasını göremezler. 'O daha küçük' şeklinde gereksiz bir telkinle, çocuğun gelişimine fazlaca özen göstermeye çalışırlar.

      Genellikle bu tür anne babanın çocukları, girişimci olmayan, çekingen, aşırı bağımlı olurlar. Etrafta onları koruyacak yetişkinlerin olmadığı arkadaş ortamlarında çok zorlanırlar.

      Ayrıca çocuğun adına her şeyi yapan ebeveynler, farkında olmadan, çocuğun kendisini yetersiz, beceriksiz olarak hissetmesine yol açar.

 

  1. Aşırı Otoriter ve Baskıcı Anne Baba Tutumu:

      Bu tip bir tutumda olan ebeveynler, çocuklarıyla tartışıp anlaşmaktansa, onların isteklerini reddederek, kendi kurallarını uyulmasını beklerler. Çocuğun duygularını kontrol etmesi beklenir. Kızmak, üzülmek gibi olağan duyguları, çocuğun hissetmesi istenmez. Bu ailelerde disiplin yöntemi olarak, fiziksel ceza ve sözel azarlamalar kullanılır.

      Bu şekilde yetiştirilen çocuklar, düşüncelerini kolay ifade edemeyen, otorite karşısında sinen, otoritenin olmadığı yerde ise kurallara aykırı davranan çocuklar olurlar.

Yapabilecekleriniz;

Sevginizi göstererek daha sıcak bir ortam yaratın.

Çocuğunuzun düşüncelerini dinleyin ve katılmasanız bile ona karşı saygılı olun. Bu şekilde iletişim kopukluğu olmaz.

Uyulmayan kurallara uygulayacağınız yaptırımlar, çocuğun yaşına uygun ve makul şekilde olsun.

Dikkatinizi, çocuğun neleri yanlış yaptığına değil, neleri doğru yaptığına verin. Ceza yerine, doğru davranışı överek ödüllendirin.

Yargılayıcı olmak yerine meraklı olun. Neden öyle davrandığını anlamaya çalışın.

 

  1. İzin Verici Anne Baba Tutumu:

      Bu tutumu benimsemiş ebeveynler genellikle çocuklarının her yaptığını hoş karşılar. Aile, neyin doğru neyin yanlış olduğunu öğretse bile, davranışları denetlemez ve çocuğa tutarsız mesajlar verirler.

      Bu çocukların yemek, uyku, televizyon izleme gibi davranışları, onların isteğine bağlıdır. Ailesi, çocuğun her dediğini yapıyorken, okulda her istediğini elde edemeyen çocuk, okula, öğretmenlerine karşı tepki geliştirir.

      Kendi ailesinden birçok konuda izin alan çocuk, gerçek hayal kırıklıkları yaşar. Küçük yaşlarda hemen her dediği olan çocuk, ilk okula başlayıp, ödev yapma, ders çalışma gibi sorumlulukları da reddettiğinde, ailelerde, 'biz bu çocuk için her konuda fedakarlık yaptık, o ise hala oyun peşinde' şeklinde düşünceler geliştirir. Bu durum da, çocuk ve ebeveynler arasında çatışmayı başlatır.

Yapabilecekleriniz;

Sözlerinizin arkasında durun ve boş tehditler savurmayın.

Açık ve net sınırlar oluşturun. Uyulmaması durumlarında önceden belirlediğiniz yaptırımları uygulayın.

Beklentilerinizi, çocuğun öğrenmesini istediğiniz değerlere ve becerilere göre oluşturun. Bunları da çocuğunuza açıkça ifade edin.

 

  1. Demokratik Anne Baba Tutumu:

      Sağlıklı çocuk yetiştirmek için en uygun yoldur. Bu tutuma sahip ebeveynler, çocuklarını ayrı bir kişi olarak kabul edip onların bağımsız kişilik gelişimlerine destekçi olurlar. İletişim kurma konusunda kendini rahat hisseden çocuklar, doğru ve yanlışı daha kolay anlayabilir ve kendine uyarlamakta zorlanmaz.

      Demokratik ana babaların çocukları, sosyal ve arkadaş canlısı olma eğilimindedirler. Genellikle yaratıcı, bağımsız ve başarılı tiplerdir.

 

ANNE VE BABALARIN, ÇOCUKLARINA KARŞI TUTUMLARINI

ETKİLEYEN BAŞLICA FAKTÖRLER

 

      Anne ve babaların zihinlerinde nasıl bir çocuk istedikleri konusunda, daha doğumdan önce hayali bir çocuk kavramı oluşur. Heveslenirsiniz, bir tasarım yaparsınız. Dünyaya gelen çocuk, anne ve babanın beklentilerine uygun olmadığı taktirde oluşan hayal kırıklığı sonucu, anne ve babada reddetme davranışı gelişebilir.

      Toplumun kültürel değerleri, çocuklarını yetiştirme konusunda anne ve babaların tutumlarını etkiler. Ülkeden ülkeye değişiyorken, şehirden şehire de farklılaşır.

      Ebeveynlik görevlerini yeterince yaptığına inanan anne babaların çocuklarına yaklaşımı; çocuklarını nasıl yetiştireceklerini bilemeyen, güvensiz, yetersiz hisseden anne babalara oranla daha olumlu ve başarılıdır.

      Çocuklarının sayı, cinsiyet ve kişilik özelliklerinden memnun olan anne ve babalar; memnun olmayanlara oranla daha uygun tutum sergiler.

      Anne ve babaların, kendi çocukluk yıllarındaki deneyimleri, şimdiki tutumlarında etkili olabilir. Aslında, “çocuğum olunca böyle davranmayacağım” diye düşündüğümüz bazı şeyleri çocuğumuza yaparken bulabiliriz.

      Aile içerisinde eşler arasındaki ilişki, çocuklara karşı olan tutumu etkileyebilir. Huzurlu ortamda ilişkilerini yürütmek, çocuğa karşı olumlu yönde tepki vermemizi sağlar.

      Geçmişte anne ve babanın karşılanmamış ya da karşılanmış ihtiyaçları çocuğa olan tutumu etkiler. Örneğin maddi olarak zorlanmış bir baba, şimdiki durumu iyiyse çocuğunun tüm isteklerini karşılama eğilimine girebilir ya da çocuğun ilgi ve yeteneklerini göz ardı ederek, bale, dans, bir enstrüman çalma yada yabancı bir dil öğrenme gibi konularda zorlayıcı olabilir.