NEDİR BU OYUN?
Oyunun genel tanımı şu şekildedir: Belli bir amaca yönelik olan ya da olmayan, kurallı ya da
kuralsız gerçekleştirilebilen; fakat her durumda çocuğun isteyerek ve hoşlanarak yer aldığı
fiziksel, bilişsel, dil, duygusal ve sosyal gelişiminin temeli olan gerçek hayatın bir parçası ve
çocuk için en etkin öğrenme sürecidir. Tanımından da anlaşılabileceği üzere oyunun basit bir
tanımı yoktur. Oyun, içerisinde birçok kavramı barındıran bir kavramdır.
Tarih boyunca da bazı kuramcılar oyunun işlevini açıklamak ve tanımını yapmak için
uğraşmışlardır. Örneğin Freud’a göre oyunda, çocuğu etkileyen yaşantılar canlandırılarak dışa
vurulur ve tekrar edilen oyunlarla sorun oluşturan deneyimler çocuk tarafından denetim altına
alınır. Bu sayede oyun, çocuğun kendi denetimi dışında gelişen durumlarla veya problemlerle
baş etmesine olanak sağlar. Erikson; yetişkinlerin kelimeler ve kavramlarla aktardıkları
deneyimlerini, çocukların oyunlarında gerçekleştirdikleri eylemler ve kurdukları hikayeler ile
anlattıklarını ifade eder. Eğitim bilimci Dewey, çocuğun gelişiminde oyunun yaşamsal
öneminin altını çizerken; tarih bilimci Huizinga ise oyunu daha geniş bir çerçeveye oturtarak
kültürün bütün yanlarıyla ortaya çıkışında oyunun etkin bir rol oynadığına işaret etmiştir.
Günümüzde de bu araştırmalar devam etmektedir ve özellikle oyunun işlevine
odaklanılmaktadır.
Oyun çocuklar için oldukça önemlidir. Eğlenme amacı taşır ama sadece eğlence aracı
değildir. Bilişsel, fiziksel, psikolojik ve duygusal açıdan da etkileri vardır. Oyuna bu açıdan
yaklaşılmalı ve ebeveynler, öğretmenler bu konu hakkında bilgilendirilmelidir. Oyunun
önemini anladığımızda çocukları daha iyi anlamının yolunu açmış oluruz. Bazı görüşlere ise
oyun yetişkinlerde de görülür. Yetişkinlerdeki oyun daha çok hayatın stresinden kaçmak için,
boş zamanlarda yapılan bir faaliyettir. Formu değişse de oyun her yaşta etkili ve işlevsel olan
bir kavramdır.
Çocuklar oyun oynarken eğlenir aynı zamanda da öğrenir. Oyunun içindeyken nesneler,
oyuncaklar aracılığıyla öğrenme gerçekleşir. Çocuk; nesneleri ve oyuncakları tanımlar,
aralarında ilişki kurar, öğrendiği bilgileri oyuna döker ve bu bilgileri pekiştirir. Yeteneklerini,
becerilerini yansıtır ve geliştirme imkanı bulur. Zihinsel açıdan sürekli bir işleyiş vardır. Aynı
zamanda dil gelişimine de katkı sağlanır. Dil ve oyun benzer zamanlarda gelişir. Grup olarak
oynanan oyunlarda; iletişim kurmayı, paylaşmayı, yardımseverliği öğrenirler. Hareket etme
olanağı sağladığı için fiziksel gelişime de katkı sağlar. Aynı zamanda çocuk oyun sayesinde
duygularını da ifade edebilir. Duygularını, düşüncelerini en iyi bildiği yolla, oyunla, anlatır.
Oyun sırasında duygularını keşfeder ve duygu düzenleme becerisini geliştirir.
Oyun güvenli alandır, özgür olunan yerdir. Çocuk güveni hissettiğinde kendini frenlemeden
benliğini yansıtacaktır. Özgür olduğu bir alan olduğu için zihnindekileri oyuna dökecektir.
Oyuncakları, nesneleri oyunun içinde kendi istediği gibi kullanır, onlara roller verir, “mış
gibi” yapar. Bu da yaratıcılığı ve hayal gücünü besleyen bir durumdur.
Oyunun kültürel açıdan da önemi vardır. Oyunlar var olduğu kültüre göre şekillenir. Çocuk
oyun içerisinde kültürünün, toplumunun kurallarını benimser. Çocuk; kavramları, cisimleri,
toplumsal kuralları, haklarını ve mücadele etmeyi oyun içerisinde algılar, anlar, öğrenir ve
geliştirir. Çünkü oyun çocuğun duyduklarını, gördüklerini uyguladığı, öğrendiklerini
geliştirdiği bir ortamdır.
Oyun çocuğun iç dünyasını yansıttığı bir alandır. İçinde bulunduğu ruhsal durumu, kaygıları,
korkuları, çatışmaları oyun sayesinde anlaşılabilir. Buna en iyi örnek oyun terapisidir. Oyun
terapisinde çocuğun duygu durumunu sözel olarak ifade etmesinden ziyade oyun içinde ifade
etmesi istenir. Terapist çocuğu ve oyununu gözlemleyerek çıkarımlarda bulunur.
Oyunun öğretici işlevi eğitimde kullanılabilir. Özellikle ilkokul döneminde çocukları teorik
bilgiye boğmak yerine oyunu kullanarak dersler daha eğlenceli hale getirilebilir. Bu, hem
çocukların birçok açıdan gelişmesini sağlayacak hem de öğretilmek istenen öğretilmiş
olacaktır.
Sonuç olarak; oyun eğlenme yoludur ve çocuğun boş vakitlerini değerlendirmesini sağlar
ancak sadece, çocuğun boş zamanlarını doldurma aracı olarak görülmemelidir. Bazı
yetişkinlerin oyunu bu şekilde düşündükleri görülür. Oysa oyun, gerçek ve önemli bir eğitim
aracıdır. Oyun çocuğun hayal gücünü, yaratıcılığını geliştirir; insan ilişkilerini, yardımlaşma
etkileşimini arttırır. Çocuğa güçlükle öğretilen pek çok kural, oyun sırasında daha kolay
öğretilebilir. Kısacası oyun, kişinin kendisini anlatabildiği en kolay yoldur ve eğitimin önemli
bir parçasıdır.
Bartın Neşe Erberk Anaokulu Kurum Psikoloğu
SÜMEYYE TOKGÖZ