OKULA UYUM SÜRECİ

 Bir çocuk için büyümek, gelişmek ve yeni şeyler denemek bir yanıyla çok zevkli, eğlenceli ve heyecan vericidir. Yaşamın farklı gelişim çizgileri bir yandan kişiye olgunluk, değişim ve gelişim sağlarken bir yandan da o döneme ait çatışmaları, zorlanmaları ve problemleri yanında getirir. Yeni bilinmez olan her şey gibi kaygı ve korku uyandırabilir. Evlenmek, boşanmak, çocuk sahibi olmak, yeni bir işe girmek, bir işten çıkartılmak, iş yerinde terfi almak gibi yeni bilinmez durumlar bir yetişkinde nasıl korku uyandırıyorsa OKULA BAŞLAMAK da bir çocuk için bir başlangıç, bir değişim olması itibariyle belli kaygılara ve korkulara gebedir.

Çocukları okula nasıl hazırlamalıyız?

Okula başlamak çocuklar ve ebeveynler için zorlu bir süreç. Özellikle de çocuklar eğitim sistemi ve disipliniyle ilk kez karşılaşıyorlarsa. Yeni başlayanlar için okula uyum kadar kadar, devam edenlerin okul fobisi de çocukların ve ebeveynlerin karşısına çıkan önemli problemlerden biri. Peki bu problemleri nasıl algılamalı ve aşmak için neler yapmalı? Bu yazıda sizlerle bu konuda bazı önerilerimizi paylaşacağız.

 

• Her çocuk okula başlarken zorlanır: Çocukların okuldaki ilk günlerini heyecanlı ve kaygılı yaşaması normal ve beklenen bir durumdur. Eğitim sistemi yeni başlayacak olan çocuklar için çok yabancıdır. Bu yabancılama ile çocuklar okula karşı başka başka tepkiler verebilirler. Sonuçta okula başlamak, yeni bir ortam, yeni arkadaşlar ve yeni bir yaşam düzeni anlamına gelir.  Bu nedenle her çocuk okulun ilk döneminde uyum süreci yaşar. İlk kez okula adım atacakları zaman, anne babalarından ve evlerinden bir süreliğine ayrılmanın endişesini duyabilir, bunu istemeyebilir ve buna direnebilirler. Bazı çocuklar 1 saatte okula uyum sağlarken, bazı çocuklar 1 ayda uyum sağlayabilir. Dolayısıyla hafif düzeyde de olsa uyum sorunu normaldir.  Ancak Bu normal zorlanma çoğunlukla birkaç gün içinde azalarak ortadan kalkar ve adaptasyon gerçekleşir. 

• Aşırı kaygınız çocuğun okula uyumunu daha da zorlaştırabilir: Çocuğunuz eğer okula karşı zorlanmalar yaşadığında, bu duruma karşı aşırı kaygılanmamalısınız. Zaten okula gitmek konusunda kaygı yaşayan çocuğunuz sizin yaşadığınız endişeyi hissedebilir ve bu onu okula karşı daha endişeli hale getirebilir, okulun kaygı verici bir yer olduğuna inanabilir. Bu nedenle çocuğunuzun uyum sürecinde rahat olmalısınız, okuldaki sürece uymalısınız, okuldaki davranışları hakkında öğretmeninden bilgi almalı ve okul ile iş birliği içerisinde bu süreci devam ettirmelisiniz. Çocuğun korkuları ve tepkileri karşısında sakin ve kontrollü kalın. Paniklemeyin, endişelenmeyin; unutmayın ki sizin duygularınız ve tepkileriniz çocuklar için bir referans oluşturur. Siz endişelenirseniz veya onun korkuları ve direnci karşısında siz paniklerseniz, çocuk daha fazla panikler, bir kısırdöngü başlar. Okula bıraktığınızda ve ayrılacağınız anda yine sakin ve olumlu kalın; endişeli bir yüz ifadesiyle veya özür diler, üzülür bir tavırda asla ayrılmayın.

• Okula hazırlık evde başlar: Çocuğunuzu okula evde hazırlamaya başlamalısınız. Evde çocuğunuzun iletişime açık olduğu zamanlarda (sıkıldığında, yemek yerken veya yatarken) okuldan bahsedebilirsiniz. Okul ile ilgisi kaygısını azaltmak için, çocuğunuza okulu zihninde soru işareti kalmayacak şekilde net ve kısaca anlatmalısınız; okul sistemi hakkında kısa bilgiler verebilir, okulun ilgi çekecek yönlerinden bahsedebilirsiniz. Mesela; okulda yeni arkadaşlar edineceği, yeni oyunlar öğreneceği, 5 gün gideceği, günün belli saatleri orada olup, sonra yine eve döneceği, okulda öğretmeniyle güvende olduğu, ama bir sorun olursa mutlaka ailenin okula gelip çocuğun yanında olacağı bilgisi verebilirsiniz. Çocuğunuz gözünde okul ne kadar yabancılıktan uzaklaşırsa uyum sağlaması o kadar kolay olur ve çocuğunuzun güven duygusu sağlanır. Okul öncesi ihtiyaçlarını birlikte alabilir; sevdiği, yanından ayırmadığı oyuncağını kreşe götürebilir; okul başlamadan okulunu, sınıfını ziyaret edebilir; öğretmeni ile tanışabilirsiniz. Böylece okula başlamaya daha hevesli olabilirler.

• “Ayrılık anksiyetesi” yaşayan çocuğa ne yapmalı?: Okul normalde çocuklar için eğlenceli bir ortamdır. Çünkü arkadaşları ile orada oyun oynar ve sosyalleşirler. Ancak bazı çocuklar için okul endişe verici olabilir. Genelde okula başlayan çocuklarda “ayrılık anksiyetesi” dediğimiz durum görülür. Çocuk anne-babasından ayrıldığı için terk edilmekten- yalnız bırakılmaktan korkabilir ve kendisini güvensiz hissedebilir. Çünkü belki de ilk kez anne-babasından bu kadar uzun süre ayrılacaktır. Ayrılık kaygısı yaşayan çocuk okula gitmek istemez çünkü güvenli ortamdan uzaklaşmış olur. Sanki okul güvensizmiş gibi hissedebilir. Bunun da bir süreç olduğunu unutmamalı, çocuğunuzun kaygısını anlayıp onu rahatlatmalısınız. Unutmayın; ayrılık anksiyetesinin çözümü güvenli bir şekilde ayrılmaktır.  

• Evde kaldığı günleri sıkıcı hale getirin: Çocuğun okula gitmediği günlerde (ki bu çok ender olmalı), evde kaldığı saatleri olabildiğince sıkıcı bir hale getirin. Evde kalmak, hiçbir zaman okula gitmek durumuna cazip bir alternatif haline gelmemeli. Uzun uzun televizyon seyretmesine, sizin günlük programınıza dahil olup sizinle birlikte gezmesine veya alışveriş yapmasına izin vermeyin. Çocuğun okuldan uzun süre ayrı kalması eğitim hayatı için bir risk oluştururken, her defasında uyum sağlamasını da zorlaştırır.

Daima gülümseyerek el sallayın, ne zaman döneceğinizi ve onu hangi saatte alacağınızı anlattıktan sonra olumlu bir tonda vedalaşıp arkanızı dönüp ayrılın. Ağlasa bile, tekrar tekrar geri dönmeyin. Okulun ve öğretmenin yönergelerine uyun. Okul çıkışında almaya geldiğinizde veya evde karşıladığınızda gülümseyerek karşılayın. Okulla ve öğretmenle kontak halinde olun; gözlemleri ve gelişmeleri paylaşın. Öğretmenle işbirliği içinde olmanız, çocuğunuzun okulu, öğretmenini ve arkadaşlarını benimsemesini kolaylaştıracaktır. Attığı her küçük adımı mutlaka farkedin ve takdir edin; bazen ödüllendirin.

• “Okula gitmek istemiyorum” dediğinde çocuğunuzla inatlaşmayın: Sonuçta çocuk, onu rahatsız eden bir duruma karşı duygusal bir tepki vermektedir. Bunu fark edip, onunla empati kurarak, şefkatli bir biçimde onu anlamaya çalışmalısınız. Korkutma, tehdit etme, ceza, yargılama gibi yöntemler kullanmamalısınız. Çocuğunuzla konuşarak neden okula gitmeyi istemediğini öğrenmeli, problem için olası çözümleri konuşmalı, problemleri onun çözmesi için onu cesaretlendirmelisiniz. Çocuğunuzun yaşına uygun bir dil kullanarak, benzer duyguları hissettiğiniz kendi deneyimlerinizden söz edin; işe başladığınız ilk gününüz ya da yeni bir şehirdeki ilk saatleriniz gibi...  Çocuğunuzun sorunu çözemediği takdirde siz devreye girebilirsiniz. Problem konusunda öğretmen ile iletişim halinde olun.

• Anne-baba olarak tutarlı ve kararlı davranmalısınız: Çocuk ne kadar ağlarsa ağlasın üzüldüğünüzü belli etmemelisiniz. Ağlama krizi yaşayan çocuğunuza karşı aşırı şefkat gösterirseniz, daha fazla ağlayacaktır. Yüz ifadesinden anne babanın üzüldüğünü gören çocuk bunu çok iyi kullanır. Bu nedenle ses tonunuzla, beden dilinizle, yüz ifadenizle “okula gönderme” konusunda ne kadar kararlı olduklarını göstermelisiniz. (Bunu yaparken çocuğunuzun kaygısını arka plana atmamalı, mutlaka problem için çalışmalısınız.) Ayrıca anne-baba arasında fikir birliği olmalıdır. "Çocuklar okula gider" gerçeği ikiniz arasında ve çocuk karşısında net olmalı. Ebeveynlerden biri çocuğun okula gitmesi gerektiğini söylerken, diğerinin, bugün karnı ağrıdığı için gitmese de olabileceğini söylemesi, özellikle de okulun ilk günlerinde uyumu ve gelişimi ciddi ölçüde sekteye uğratır.

 

Tüm bu süreçte endişelerinizi, sıkıntılarınızı ve sorularınızı lütfen bizimle paylaşın.

 

Ve Bize Güvenin…

Uyum sağladığında, hem siz hem çocuğunuz Neş’e Erberk Kreş’inde eğlenceli, yaratıcı düşünmeye ve öğrenmeye motive eden aktivitelerinden daha fazla keyif almaya başlayacaktır.. Hepimize mutlu bir eğitim öğretim yılı olsun..